Wednesday, February 28, 2007

 

zamazingo

zamazingo uzun bir aradan sonra ayiyogiyle yine karşinizdayim. koskoca 10 ay geçmiş son yazışımdan beri. şimdi meksikada yılı icin dondurdugum sabancı universitedeyim. nasıl olduysa hazırlıgı atladım ve su anda yıl kaybetmemiş olup tum lise arkadaslarım ve yaşıtlarım la aynı sınıftayım. buraya kadar hersey guzel. sabanci nın 1. sınıfında muhendis olucak ogrencilerle aynı feni goruyor olmamız benim "ohh ne rahat universtedeyim geziyim toziyim" planlarımı lekeliyor maselef. ama yine de bu somestır da bi avrupa gezisi yaptım. sindi ben okulda atelier diye bi sanat toplulugundayım (klup diil). atelierden 4 kişi avrupaya gidip guzel fotolar çekmeyi, sona da burda sergi açıp okulun gözüne girmeyi bu şekilde daha sonraki gezileri okula ödetmeyi (iyi işler çıkarınca ödüyomuş) amaçladık. sonracığıma 40 euro ya berline bilet bulduk 3 ay onceden. gittik. berlinde tum metro duraklarını ezberledim. almanca anlar oldum. sanat komunlerine gittik vs. sonra planlarda litvanya, polonya ve cek cumh vardı. polonya vizesi sadece ben de oldugu için ben dedim ki "görüşürüüüüz". polonyaya, krakowa tek başıma gittim. pek guzel geçti. insan tek başına dünyaya daha açık oluyo bazen. orda bi tane macarla tanıştım adı popez. bana "sen hic macaristana geldin mi? aaa tabi ki geldin osmanlı yuzyıllarca macaristandaydı","sizin sayenizde hamamlarımız var, çok sağol", " biz gul babayı çok severiz" vs gibi seyler soyluyodu. çok komik. bir tane de polonyalıyla tanıştım. Polonya bilgilerimi ondan edindim. Krakow çok şirin bir şehir, polonya avrupaya benzemiyor. iyki gitmişim. demir perde ruhu hala hissediliyor, insanların suratlarına varıncaya kadar. sonra koln e gidip meksikadan arkadaşlarımı gordum (armando ve birte)(bi alman bi meksikalı) pek sevindim. hala kardeş gibiydik. onları cok seviyorum. sonra beraber yola çıktığım turk arkadaşlarımla buluşmak üzere amsterdama gittim. amsterdam da çok eglendik. ben axel diye bi hollandalı arkadaşımla buluştum tapas bara gittik. en guzel gunlerden biriydi =) axel de benm gibi gezgin. onun 3 aylık latin amerika gezisinden konuştuk. dünya insanı olmaktan filan. ayh şahaneydi gezim şahane :) sonra hostel de ki bir kolombiyalıyla kanki* olduk(!) guney amerikalılarda takılmış durumdayım ;) gezi toplam 18 gun sürdü. bi yerden sonra turistlikten çıkıp citizen gibi hissetmeye başladık. city map kullanmamaya başladık. pazar gunlerini tembel geçirdik vs. işte bunlar gezimin ana hatlarıydı. tabiki de bi çuval ayrıntısı var. mesela polonya- almanya otobusunde kimseyle anlaşamıyo olmam bildigim bu 3 dilinde bi b*ka yaramaması.. yemek için durmıycak olmamız. diger yolcuları alırken benm inip şöfere şu bakkala gidebilir miyim diye el kol ayakla sorana kadar bekledigimiz 3 dakikanın 2.5 dakikasının geçmesi, adamın sorumu anlayınca "No" demesi. buna dayanaraktan benm bir sonraki duruşumuzda 6 kişi otobuse binmek uzere srada beklerken bi bakkala kaçmam. koşarak bişiler alıp dönerkene otobusun orda olduğuna sevinmem. hemen ardından bir grup insanın otobuse elsalladıklarını gormem ve otobusun kapılarının yavasca kapanıp, hareket etmeye başlaması benim "çılgınlar" gibi otobusun peşinden koşmam ve (çakalım ya) otobusun önüne koşmaya çalışıp otobusu aklımca sıkıştırmam. söfer beyin sonunda bu manyak Türk kızını farketmesi ve otobüsü durdurması benim kalbin yerinden çıkarken şöferin bana bakıp gülmesi. bunlar gezileri unutulmaz kılan anılardır!!! hihihih

This page is powered by Blogger. Isn't yours?